19 Şubat 2011 Cumartesi

Beyin Göçü..

Bu söz 90 lı yıllarda çok iyi okuyan araştırmacı üretken insanların Amerika'ya gitmesi orda çok iyi fırsatlarla karşılanması için kullanılırdı gerçektende öyle o yıllarda Amerika'ya giden bir çok başarılı insan dünya çapında başarılara imza attı..Türkiye o zamanlar şimdiki kadar one minute popüler değildi bir çok alanda gelişmişde değildi..
Gelelim bu sözün bugünkü karşılığına Beyin Göçü harbiden beynin göçmesi göçütürülmesi artık kimse gitmiyor ülkesinde kalıyor hizmet etmek istiyor fakat demokratik haklarını kullanmak istedikleri zaman ve o iktidar ile uyuşmadığı zaman beyinleri göçertiliyor.Mehmet Haberal, Soner Yalçın,Mustafa Balbay,Tuncay Özkan ve daha bir çok eli kalem tutan kafası çalışan memlekete faydası olacak insanların beyinleri göçtürüldü dolayısıyla sıkışan kararsız kalan korkuları olan işsiz olan imkansız olan gençlerde artık göçme işlemini yapmaya gerek bile kalmayacak şeyleri beyinlerini kaybediyorlar kim kimin koynunda hangi futbolcu kaç paraya geldi eski karısı porno yıldızı yok hürrem yok osman uğraştıkları şeyler bunlar birde dizilere karşıyız aile yapısı bozuluyor diye çıkıntı yapıyor gibi gözüküyorlar sen hala ispatlayamadığın iddialarla topluma örnek olacak insanları sıkıştırıyorsun gençleri beyinsizliğe teşvik ediyorsun sonrada avrupa birliği diyorsun islam birliğini çoktan kurdunuz ne avrupa birliği çökmüş bir birlikle göz boyayıp arap birliğine soktunuz zaten ülkeyi ben aslında hükümetin her kanadınıda suçlamıyorum sadece ağırlık kanatlar amaca hizmet ediyor büyük ortadoğu islam imparatorluğu  ..Amaç ne evet Türkiyenin büyümesi gelişmesi tüm dünyada örnek teşkil etmesi fakat böyle dikta böyle dediğim dedik bir yönetimle olması imkansız gelen ne yapacak işte onada kimsenin umudu yok ama demokratik bir geliş olacağına eminim ..yorumlarınızı bekliyorum her şey konuşabilmek için susmamak için beyin taşımak için göçtürmek için değil

11 Şubat 2011 Cuma

komşumun fırını

Bu sabah ortalıkta dolaşan mail ilgi çekiciydi 5-6 yıl öncede böyle bir mail gelmişti ve usta gazeteciler araştırıp işin doğruluğunu ortaya çıkarmışlardı o zamanlar BİM o zamanki AKP danışmanı Cüneyt Zapsu'nundu onun kurduğu Azizler Holding diye bir firma vardı onundu sonra hisselerini devretti falan fişmekan..Şimdi ise çoğu açılamayacak yerlerde bile açılan ruhsat ve emlak ile ilgili işleri hemen hal olan bir yer var komşu fırın ortakları UNO ve ÜLKER gurubu Emine Erdoğan simi nasıl çıktı ortaya merak ediyoruz bu konuda kamu oyunun aklının karışıklığının giderilmesi lazım nerden buldun derler adama ? Fakat işin şu kısmıda var yerli bir yatırımı büyütmek istihdam sağlamakda güzel...fakat bunu bir Başbakan eşi yaparsa bir oturup düşünmek gerek...yorumlarınızı bekliyorum ben araştırmaya devam ediyorum bu konuda somut bilgisi olan yorum yapsın lütfen..

9 Şubat 2011 Çarşamba

kağıttan kaplanlar

Çoklu bir konuşma içinde geçmiş kimine göre haklı kimine göre haddini aşan bir konuşma
bana göre ise gerçeklik payı çok ama söyleme tarzı hoş olmayan bir konuşma bahsedilen Türk Silahlı Kuvvetlerini şu andaki hükümete karşı boyun eğen gibi gözüken komutanlar oluşturmuyor sadece hepimizin ailesinden atalarından kalan şehit kanları oluşturuyor bu ordu bizim bu devlet bizim neden korkuyoruz biz ?
laf kalabalıkları arasında gerçek fikirlerimizi el birliğiyle sindirmeye alıştırıldık şu anda Türk halkı için bizler için yaşamak sadece dizilerde geçen hayatları izleyip tartışmak..Gerçekte neler oluyor farkındamısınız?
Rizede dereleri kuruttular izlemedinizmi televizyonda? sizinde içiniz cız etmedimi? Dilovasındaki çevre terörünü izlemedinizmi? belki Türkiyede okur yazar oranı çok düşük ama izleyici oranı çok yüksek sadece izliyoruz...Ve sonra çıkıp birileri bir şeyler söylüyor yıllarca yanyana yaşadığımız Kürt, Alevi, Ermeni,Süryani vs... bu azınlık kardeşlerimizi yine sadece tv'den izlediklerimizle yargılıyoruz..
Seviye yerlerde sürünüyor ortada tek partili bir hükümet var ve bu bir istikrar aslında ülke için iyi fakat etafında muhalefet yapılamayınca o hükümet iyice egoların en üstlerinde geziniyor...Neden çünkü sindirilen bir Türk halkı var ortada nerede eski MHP nerede eski CHP, ANAP diyemiyorum bile ne acı eskiden Türk,Kürtü,Çerkez vs..tek bir partiye oy verir oylar dağılmazdı neden ayrıldılar? Diyarbakır sanki ayrı bir memleket gibi gözüküyor televizyonlardan neden? sordunuzmu hiç ya da sizin adınıza sorabileceğiniz kadar yakınınızda oldumu sizin seçtiğiniz siyasetçi?
Yurt dışında okumak için gittiğimizde eşimle birlikte ne gurur duyduk kendimizle tarihimizle o sıkıldığımız tarih dersi sayesinde geçmişimizi biliyorduk bağıra bağıra anlatıyorduk ve herkezde siz ne kadar çok şey biliyorsunuz diyordu..bu kadar iyi eğitim veren ülkeler vardı etrafımızda, Amerika,Kanada,İngiltere,isviçre,Kore ve daha sayamadığım bir çok ekonomi devi ülke herşeyi vermişlerdi gençlere ama tarih verememişlerdi ..Oysa ki Ulu Önder ATATÜRK,
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. demişti ve bu bize böyle aşılanmıştı.
Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkumdur..peki ne oldu biz gençlere neden susuyoruz? Konuşmak illa itiraz etmek demek değil konuşmak, anlaşmak, anlatmak bunları yapmamıza biber gazı engel olamaz...
Herşeyi reddetmekde çok acımasızlık, yapılan güzel şeylerde var ki desteklemek gerek ama desteklenmeyecek o kadar çok şey oluyor ki cevabımızı ancak sandıkta verebiliriz bizi temsil eden dinleyen bencil olmayan insanlara...Yorumlarınızı bekliyorum..

5 Şubat 2011 Cumartesi

yarın ne olacak diyen herşeyi bilen adam..

Başlıkta bahsettğim kişi, Hıncal Uluç yıllarca bana göre itici kahkahasıyla boynunda flarıyla spor yorumları yapan bazı genç güzel çaresiz ev kızlarını koluna takıp piyasasını arttıran bir adam son 10 yıldır yaşlı sınıfına giren çoktan torunlarını yanına alıp mutlu olması gereken ama yapamamış bir adam...

 Çok gereksiz bir yazı yazmış merhume, Defne Joy Foster için ne gerek var! kime ne!
Senin gibi, Mehmet Ali Kışlalı'larla yetişen kendini yetiştiren asker kökenli bir ailenin oğlu.. Kaç nesil geçmiş senin yazılarınla, düşüncelerinle.. Neden bu konuda bir fikir beyan etme gereği hissettin?Hıncal Bey...
Sanatçılar marjinaldir dedi geçen akşam Haber Türk'te bir programda Tuğba Ekinci. Sanatçılar halkın her an ulaşamayacağı insanlar o yüzden attıkları her adım bu kadar merak uyandırıyor..Tamam yorumlar yapılacak elbette fakat belirlenmemiş bir durumdan kaynaklanan magazin içerikli yorum yapılacağına bence biraz beklenseydi. Toplumda zaten bölünme maalesef ki söz konusu bu yorumlar bu olaylar dahada alevlendiriyor bu bölünmeyi, herkez kendi hayatından sorumludur...Sanatçı isen yada medya önünde isen dikkat etmek gerekir..  İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına, olmaz bu işler..
Kimine göre yaşanılan hayat ilişkiler normal kimine göre anormal gelebilir.Bizim ülkemiz hala örf adet geleneklerle yaşanılan bir ülke. Sabahları otobüs yada metro duraklarında işe giden gayet prezantabl giyinmiş bayanların popolarına bakan iç geçiren derin nefes alan insanlık evresine geçememiş yaratıkların yaşadığı bir ülke. Bu toplumun %3' lük bir kısmı batıya yüzü dönük yaşıyor..geri kalan herkez zaten yaşam derdinde, maddi imkansızlıklardana doğan yetiştirilme tarzları araya sıkışıp kalmış köyden kente göç eden aileler, sadece televizyondaki dizilerle bak hayat bu bizimde başımıza gelir diyen aileler var bu ülkede...ve ben değişeceğini zannetmiyorum. Zanneden varsa olumlu örneklerle yorumlar yapsın lütfen..Ülkeyi kaybetmek sadece toprak kaybetmek değil benliğini kaybetmek bence işte bu benlik kayıp..Hıncal Bey, demek istediğim şahsi fikrinizi, ki sizi destekleyen çok büyük bir kitle var. Biraz daha bekleyerek ya da yumuşatarak yazsa idiniz, toplum bölünmesini destekleyecek yanınız ağır basmazdı..Herkez sizin gibi şanslı değil iyi bir aileden gelip iyi eğitimler alıp iyi işlerde çalışamıyor bu yönünüzü, nasıl buralara geldiğinizi gençlere anlatsanız. Bu yönde fikirlerinizi beyan etseniz..hahahahah deyip ince bellere kolunuzu dolamak dışındada hatırlarız sizi...
yorumlarınızı bekliyorum..

4 Şubat 2011 Cuma

Köşe yazısımı? Köşeye sıkıştırma yazısımı?

Her sabah olduğu gibi bu sabahta gazetenin eklerine önce kendine sonra sırasıyla baktım öğleden sonrada internethaberlerine şöyle bir göz attım son zamanlarda bence Ahmet Hakan ve İclal Aydın  ile başlayan köşeyi kullanarak köşeye sıkıştırma politikası köşenin içeriğinden çok takip edilir bir hal aldı bence tabi köşe yetmiyor birde twitter yetişiyor imdatlarına bende yazmak istedim birşeyler burada paylaşmak istedim..
Memleket meselesi oldu Cengiz Semercioğlu'nun, Kıvanç Tatlıtuğ ile L.A'e gitmesi tamam adam yakışıklı kimine göre başarılı bir diziden çıktı, başka başarılı bir dizide bir kaç bölüm oynadı.Ortadoğunun prensi oldu.Hiç alanı olmayan bir dalda kendini geliştirdi.Yurt dışında work shoplara katıldı. Parayı bulunca tabii ne gerek var ki 4 yıl okul okumaya ,bir de yüksek lisans yapmaya, artık moda yurt dışında önemli work shoplara katıldım demek, ingilizce kursu gibi bir şey oldu bu, 80 li yıllarda kolejde okuyan arkadaşlar yazları ya da 15 tatillerde londra gibi yakın ülkelere giderler kursa gittik kış kampı yaz kampı derler ve yarım yamalak türkçe konuşurlardı, ilk 1 hafta hemde bu hazırlık sınıfındayken olurdu genelde, sanki Türkiyede süper bir dil eğitimi var o yıllarda ki bu yıllarda'da yok. Şakıyorlar yabancı lisanı 15 günde sürekli sular seller gibi konuşuyorlar, ve canım türkçeyi unutuyorlar ama oda 1 hafta sürüyor.. İşte bu genelde sinema, oyunculuk, yönetmenlik work shoplarıda aynen 80 lerin 15 günlük yabancı dil seyahatlerine benziyor..
Benim fikrim bu bunuda belirteyim.. konuyu dağıtmayayım hayranları sevinirken vay be ünlü yönetmen Avatarın yönetmeni , James Cameron bitmiş bizim oğlana derken ...
    Ömür Gedik konuyu açıklığa kavuşturuyor bu bir tanıtım politikasıdır yurt dışından film alıp satan Pinema filmin sahibi Pamir Demirtaş böyle görüşmeler ayarlar adamlarda nezaketen ilgilenir diye yazıyor ve bendende tebriği alıyor..
Yani balon yapmaya gerek yok düşünecek daha önemli şeyler var bu ülkede..
Hayvan Hakları hakkında yaptığı mücadele süper bir şey Ömür Hanımın mesela,  geçenlerde bir arkadaşta elime Alem dergisi geçti sayfaları çevirdikçe topluma şirin gözükmek için dekorasyon dergilerinde evlerinde köpekleriyle kedileriyle mutluluk pozları veren duygusal zenginlikten yoksun maddi zenginliğe hakim insanlar, kış geldiği için çoğu nesli tükenmekte olan hayvanların kürklerinden yapılmış postlarıyla arz-ı endam etmekteydiler.Sayfaları çevirdikçe midem bulandı. Birbirine benzeyen dövmeli kaşlar botokslu elmacıklardan değil o postlara sarılarak sırıtmalarından,herşeyin imitasyonunu takıyosunuz hermesler bükük kollarda kapalı çarşıda hepsinin çekilmiş fotoğrafları var kendileri gitmese şöför yollayıp aldırıyorlar, o sahte çantaları ..
Ah be kardeşim o postun sahtesini kullansana üşürmüsün yazık oysa ki ayaklar çıplak popo mini elbiseden 1 karış yukarıda çıplak ben anlayamadım bunu bir anlayan varsa bir zahmet anlatsın banada..aklımda kalan köşeyazısı laf atışmaları şu an bu kadar ama yazmaya devam edeceğim yorumlarınızı bekliyorum..sizde yazın paylaşalım bu arada bu memleketin başka dertleride var dedim, sadece hayvan haklarınden bahsetmeyeceğim tüm dünyadan yorumlar yapacağım aklım yettikçe..